18.yüzyılın demokrasiden uzak zamanlarında ortaya çıkmış linç kültürü ile ilgili ülkemizin sorunları var. Charles Lynch ismindeki Amerikalı yargıç, Virginia Eyaleti adına böyle bir yargılama mekanizmasını getirdi. Bununla birlikte hiçbir adil yargılama olmadan süreçlerin daha hızlı bir şekilde ilerlemesini sağladı. Ancak linç bir ceza yönteminden ziyade öldürücü sürece dönüştü. İnsanların suçlu olduğunu kabul edip hemen hüküm verme telaşına düşme hastalığı her yerde görülmeye devam ediyor. Şüphesiz ki ülkemizin insanları da bu konudan nasibini aldı. Derinlemesine bir araştırma olmadan sadece varsayımlar üzerinden hemen suçlu ilan edilmeler yaygınlaştı. Sonrasında neler olacağını tahmin bile etmeden insanların tam anlamıyla soykırım yaşamasına neden oldu. Peki, linç kültürü lüksümüz var mı gerçekten?
Hangi yaştan olursa olsun insanların birbirine karşı davranışları giderek kötüleşiyor. Tahammül seviyesinde inanılmazı zor düşüşle birlikte kavgalar, cinayetler kendisini daha da belli ediyor. Bununla birlikte linç kültürü iki yüzyıldır devam ederken sadece mecra değiştirdi. Günümüzde kolaylıkla herhangi bir insanın sosyal medyadan linç edilmesi söz konusu hale geldi. Kim olduğu ya da ne yaptığına bakılmaksızın böyle bir süreçle yıpranması mümkün oldu.
Herkesin günahsız ya da hatasız kabul etmenin belki de olamayacağına inandı insanlar. Bir anda içindeki siniri ve öfkeyi atabilme adına bu linç kültürüne sarıldı. Herhangi birisinin ne yaptığına bile bakmadan aşağılamak, küfürler etmek ve insanların saldırmasını beklemek… Hepsini bir anda nasıl yapabildik gerçekten?
Her ne kadar “yargısız infaz” olduğunu bilsek bile böyle bir davranışı yaparak aslında neler sağlıyoruz. Devamlı bir insanın her şeyi içine atmasıyla ortaya travmatik hususlar çıkıyor. Ancak bu durum, linç kültürünün doğmasına bir neden olmamalı. Sadece içimde sıkışmış nefreti çıkarmam lazım diyerek tanımadığımız insanları alaşağı etmeye hakkımız yok. Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri’nin bir eyaletinde bir yargıcın yasadışı oluşturduğu “linç” süreçlerini meşru göremeyiz. Tarihe baktığımızda dahi ne kadar rezil durumların yaşandığını görebiliriz. İnsanların bir hiç için öldürülmesini kabul edemeyiz. Sosyal medyadan yaptığımız paylaşımlar, beğeniler ya da destekleyici sözlerin nelere zemin hazırladığını da bilmez zorundayız. Emin olun ki aslında hiç de bambaşka meseleler değil. Sosyal medyanın yaptığımız bir paylaşımla insanları öldürmekten beter duruma düşürebiliriz.
Her ne olursa olsun gençler, yaşlılar ya da farklı görüşlere sahip insanlar olarak buradan hızlıca kurtulmalıyız. Eleştiri ya da değerlendirmeler sonucunda uyarılar elbette olabilir. Ancak linç kültürü lüksümüz bulunamaz. Çünkü sağdan da sayarsak solsan başlayarak da saysak belliyiz. Dedelerimizin ve babalarımızın bizleri öyle ya da böyle çok geride bıraktığını bilmeliyiz. Sadece bundan dolayı bile diğer milletlerden çok daha fazla birlikte olmalıyız. Aksi durumda kumdan yapılan binalar gibi yıkılır, enkazdan çıkan kelimelerimizi duyuramayız.
Mecra Değiştiren Linç Kültürü
Hangi yaştan olursa olsun insanların birbirine karşı davranışları giderek kötüleşiyor. Tahammül seviyesinde inanılmazı zor düşüşle birlikte kavgalar, cinayetler kendisini daha da belli ediyor. Bununla birlikte linç kültürü iki yüzyıldır devam ederken sadece mecra değiştirdi. Günümüzde kolaylıkla herhangi bir insanın sosyal medyadan linç edilmesi söz konusu hale geldi. Kim olduğu ya da ne yaptığına bakılmaksızın böyle bir süreçle yıpranması mümkün oldu.
Herkesin günahsız ya da hatasız kabul etmenin belki de olamayacağına inandı insanlar. Bir anda içindeki siniri ve öfkeyi atabilme adına bu linç kültürüne sarıldı. Herhangi birisinin ne yaptığına bile bakmadan aşağılamak, küfürler etmek ve insanların saldırmasını beklemek… Hepsini bir anda nasıl yapabildik gerçekten?
Linç Kültürü Tarihi
Her ne kadar “yargısız infaz” olduğunu bilsek bile böyle bir davranışı yaparak aslında neler sağlıyoruz. Devamlı bir insanın her şeyi içine atmasıyla ortaya travmatik hususlar çıkıyor. Ancak bu durum, linç kültürünün doğmasına bir neden olmamalı. Sadece içimde sıkışmış nefreti çıkarmam lazım diyerek tanımadığımız insanları alaşağı etmeye hakkımız yok. Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri’nin bir eyaletinde bir yargıcın yasadışı oluşturduğu “linç” süreçlerini meşru göremeyiz. Tarihe baktığımızda dahi ne kadar rezil durumların yaşandığını görebiliriz. İnsanların bir hiç için öldürülmesini kabul edemeyiz. Sosyal medyadan yaptığımız paylaşımlar, beğeniler ya da destekleyici sözlerin nelere zemin hazırladığını da bilmez zorundayız. Emin olun ki aslında hiç de bambaşka meseleler değil. Sosyal medyanın yaptığımız bir paylaşımla insanları öldürmekten beter duruma düşürebiliriz.
Linç Kültüründen Kurtulma
Her ne olursa olsun gençler, yaşlılar ya da farklı görüşlere sahip insanlar olarak buradan hızlıca kurtulmalıyız. Eleştiri ya da değerlendirmeler sonucunda uyarılar elbette olabilir. Ancak linç kültürü lüksümüz bulunamaz. Çünkü sağdan da sayarsak solsan başlayarak da saysak belliyiz. Dedelerimizin ve babalarımızın bizleri öyle ya da böyle çok geride bıraktığını bilmeliyiz. Sadece bundan dolayı bile diğer milletlerden çok daha fazla birlikte olmalıyız. Aksi durumda kumdan yapılan binalar gibi yıkılır, enkazdan çıkan kelimelerimizi duyuramayız.