Çokça kullandığımız deyimler arasında olmakla beraber ipsiz sapsız nereden geliyor acaba? Doğrudan hemen sözlüğe baktığımızda bir işi bulunmayan kişi anlamını ifade eder. Halihazırda başıboş gezen insanlar için bu tabirin kullanımı vardır. Ayrıca sorumluluk sahibi olmayan kişilerin yine ipsiz sapsız olarak tanımlanması da çok yaygındır. Bununla birlikte hayta ile eşdeğer olan bu deyimin kullanımı ne zaman doğdu sizce?
Kişinin herhangi bir iş için yeterli olmadığı gibi farklı manalara da gelen ipsiz sapsız çok eski yıllara dayanır. Cumhuriyet Dönemi sonrasında ise çok daha yaygın olduğunu söyleyebiliriz. Hem taşı hem de toprağının altın değerinde kabul edildiği dönemlere gittiğimizde İstanbul’da iş imkanları da yaygındır. Bundan dolayı Anadolu’nun çeşitli köylerinden işçi göçleri başladı. Milyonlarca insanın İstanbul’da iş bulma hayaliyle gelmesiyle imkanlar azaldı. Bununla birlikte gelenlerin birçoğu eğitimsiz köylü kesimiydi. Bundan ötürü parasız olan bu kişilerin yaptıkları ilk iş ise hamallıktır. Başta otogar, tren garı ya da çeşitli pazar, hal ve depolarda bu işler için adam aranırdı.
Diğer işlere kıyasla hamal olmak için kişinin sadece bir tane ipe sahip olması yeterliydi. Eğer bir şekilde ip bulduysa hemen hamallık yapmaya başlardı. Ancak bazıları o kadar fakir ve çaresizdi ki ipi bile yoktu. Diğer insanlarca işsiz görünen bu kişilere ipsiz sapsız adam tabiri kullanılmaya başlandı. İstanbul’a gelmiş olmasına rağmen hiçbir işe yaramayan kişileri bu şekilde bir sınıflandırma durumu vardı. İşte, ipsiz sapsız deyimi nereden geliyor sorusunun cevabı da bu şekildedir.
Hamal olacak kadar bile ipe sahip olmayan kişilerle dalga amaçlı bu tabirin kullanıldığını görmekteyiz. Kişiyi aşağılama ve küçük görme durumu da vardır. Sonrasında değişen koşullardan ötürü bugün başıboş ve işsiz kişiler için ipsiz sapsız kullanımı söz konusudur. Değişen alışkanlıklar ve kültür yönelimleriyle birlikte bambaşka kavramlarda kendisini görmekteyiz. Özellikle ipsiz sapsız olma bazı kültürel değişimlerle daha havalı hale gelebilir. Burada ise özgürlük kavramıyla bir uyumu ya da çelişmesi söz konusudur. Kişinin ipsiz sapsız olması aslında onu özgür kılar. Caziplik hissiyle birlikte karizmatik bir özellik olarak algılanması da pek şaşırtıcı sonuç değildir.
İpsiz Sapsız Anlamı
Kişinin herhangi bir iş için yeterli olmadığı gibi farklı manalara da gelen ipsiz sapsız çok eski yıllara dayanır. Cumhuriyet Dönemi sonrasında ise çok daha yaygın olduğunu söyleyebiliriz. Hem taşı hem de toprağının altın değerinde kabul edildiği dönemlere gittiğimizde İstanbul’da iş imkanları da yaygındır. Bundan dolayı Anadolu’nun çeşitli köylerinden işçi göçleri başladı. Milyonlarca insanın İstanbul’da iş bulma hayaliyle gelmesiyle imkanlar azaldı. Bununla birlikte gelenlerin birçoğu eğitimsiz köylü kesimiydi. Bundan ötürü parasız olan bu kişilerin yaptıkları ilk iş ise hamallıktır. Başta otogar, tren garı ya da çeşitli pazar, hal ve depolarda bu işler için adam aranırdı.
Diğer işlere kıyasla hamal olmak için kişinin sadece bir tane ipe sahip olması yeterliydi. Eğer bir şekilde ip bulduysa hemen hamallık yapmaya başlardı. Ancak bazıları o kadar fakir ve çaresizdi ki ipi bile yoktu. Diğer insanlarca işsiz görünen bu kişilere ipsiz sapsız adam tabiri kullanılmaya başlandı. İstanbul’a gelmiş olmasına rağmen hiçbir işe yaramayan kişileri bu şekilde bir sınıflandırma durumu vardı. İşte, ipsiz sapsız deyimi nereden geliyor sorusunun cevabı da bu şekildedir.
İpsiz Sapsız Anlam Değişimleri
Hamal olacak kadar bile ipe sahip olmayan kişilerle dalga amaçlı bu tabirin kullanıldığını görmekteyiz. Kişiyi aşağılama ve küçük görme durumu da vardır. Sonrasında değişen koşullardan ötürü bugün başıboş ve işsiz kişiler için ipsiz sapsız kullanımı söz konusudur. Değişen alışkanlıklar ve kültür yönelimleriyle birlikte bambaşka kavramlarda kendisini görmekteyiz. Özellikle ipsiz sapsız olma bazı kültürel değişimlerle daha havalı hale gelebilir. Burada ise özgürlük kavramıyla bir uyumu ya da çelişmesi söz konusudur. Kişinin ipsiz sapsız olması aslında onu özgür kılar. Caziplik hissiyle birlikte karizmatik bir özellik olarak algılanması da pek şaşırtıcı sonuç değildir.