Çok güzel bir aşkın yakalanması ya da önemli bir olayın başımıza gelmesiyle bir anda midemizde kelebekler uçuşur. Karın bölgesinde başlayan bu kelebek hissi aslında tam olarak tarifi zor bir durumdur. Peki, hoş bir tat bırakma olasılığı daha fazla olan bu kelebekler uçuşur hissinin bilimsel açıklaması nedir?
Sinir sistemi merkezli değişimlerde insanların tarifsiz hisleri belirleyicidir. Bunların başında heyecan duygusu gelirken aynı zamanda mutluluk hali ya da stres durumlarında da otomatik bir düğme devreye girer. Kişinin aşırı kaygılı olması da midede ağrılar yaratırken sinir sisteminde otonom bir çalışmanın varlığını gösterir.
Aslında vücudumuz derin bir mekanizma olarak bütün çalışır. Her duruma ilişkin tüm sorumluluklar ve onay süreçleri ise bize ait değildir. Bizden bağımsız bir şekilde de vücudumuz çalışıyor olduğu için bazı olayları doğrudan tanımlamamız çok zor gelir. Bu işlemlerin başında kalp atışı gelirken aynı zamanda solunum ve boşaltım durumları da bağımsız çalışmaları gösterir. Bugün teknoloji dünyasında çokça yaygın bir kelime olan otonom aslında milyarca yıldır insan vücudunu yönetmektedir.
Söz konusu süreçlerde istem dışı gerçekleşen bazı durumlarla vücut kendisini korur. Bunları doğrudan sinyal gönderimi yaptığı gibi organ ve doku bağlantıları kurar. Kalpte bir yavaşlama olabileceği gibi damarların genişlemesini sağlayarak akışları da yine kendiliğinden devam ettirir.
Heyecanın artmasına bağlı olarak mide ve çevresinde neler olduğuna birlikte göz atalım. Öncelikli olarak adrenalin yüksek düzeye ulaştığı gibi kan otomatik olarak uzaklaşır. Çünkü burada tehlike hissiyle kan, kas gruplarına yönelir ve bir anda ortaya oksijen açığı çıkar. Midede ise kasılma gerçekleşirken kelebekler uçuşur hissi doğar. Hem kasların çalışma biçimi bir anda farklılaşır hem de oksijen düşeyi düşünce insanda havada asılı kalmaya benzer his ortaya çıkar. Buradaki duyusal sinirleri aslında kelebek uçuşu olarak algılamamız son derece normaldir. İnsanın yaşadığı durumu tam olarak ifade edememesi ise bilinçli hareket olmadığını bizlere gösterir. İnsan vücudunda kalp ve kan akışlarıyla gözlerde büyüme ve küçülme olayları da yine bu otomatik gerçekleşimle açıklanabilir. Şüphesiz ki kaygı ve aşırı endişe hallerinde de yine vücutta karın bölgesinde daha farklı etkileri gözlemlemek söz konusudur.
Sinir sistemi merkezli değişimlerde insanların tarifsiz hisleri belirleyicidir. Bunların başında heyecan duygusu gelirken aynı zamanda mutluluk hali ya da stres durumlarında da otomatik bir düğme devreye girer. Kişinin aşırı kaygılı olması da midede ağrılar yaratırken sinir sisteminde otonom bir çalışmanın varlığını gösterir.
Otonom İnsan Vücudu Gerçeği
Aslında vücudumuz derin bir mekanizma olarak bütün çalışır. Her duruma ilişkin tüm sorumluluklar ve onay süreçleri ise bize ait değildir. Bizden bağımsız bir şekilde de vücudumuz çalışıyor olduğu için bazı olayları doğrudan tanımlamamız çok zor gelir. Bu işlemlerin başında kalp atışı gelirken aynı zamanda solunum ve boşaltım durumları da bağımsız çalışmaları gösterir. Bugün teknoloji dünyasında çokça yaygın bir kelime olan otonom aslında milyarca yıldır insan vücudunu yönetmektedir.
Kelebekler Uçuşur Neyi Gösterir?
Söz konusu süreçlerde istem dışı gerçekleşen bazı durumlarla vücut kendisini korur. Bunları doğrudan sinyal gönderimi yaptığı gibi organ ve doku bağlantıları kurar. Kalpte bir yavaşlama olabileceği gibi damarların genişlemesini sağlayarak akışları da yine kendiliğinden devam ettirir.
Heyecanın artmasına bağlı olarak mide ve çevresinde neler olduğuna birlikte göz atalım. Öncelikli olarak adrenalin yüksek düzeye ulaştığı gibi kan otomatik olarak uzaklaşır. Çünkü burada tehlike hissiyle kan, kas gruplarına yönelir ve bir anda ortaya oksijen açığı çıkar. Midede ise kasılma gerçekleşirken kelebekler uçuşur hissi doğar. Hem kasların çalışma biçimi bir anda farklılaşır hem de oksijen düşeyi düşünce insanda havada asılı kalmaya benzer his ortaya çıkar. Buradaki duyusal sinirleri aslında kelebek uçuşu olarak algılamamız son derece normaldir. İnsanın yaşadığı durumu tam olarak ifade edememesi ise bilinçli hareket olmadığını bizlere gösterir. İnsan vücudunda kalp ve kan akışlarıyla gözlerde büyüme ve küçülme olayları da yine bu otomatik gerçekleşimle açıklanabilir. Şüphesiz ki kaygı ve aşırı endişe hallerinde de yine vücutta karın bölgesinde daha farklı etkileri gözlemlemek söz konusudur.
