Nerede O Eski Bayramlar?
Çocukluk anılarımızda, bayramlar yalnızca takvimdeki belirli günler olmaktan öte, aynı zamanda kalbimizde yer eden neşeli zamanlardı. Her yıl geldiğinde içimizi dolduran o coşku, sabahın erken saatlerinde uyanmak için neredeyse gözlerimizi açmadan geçirilen gecelerin yerini, şimdi sessiz bir bekleyişe bıraktı. "Nerede o eski bayramlar? " sorusu, artık sadece yaşlıların değil, gençlerin bile aklında.
Eski Bayramlar Aklımızda Nasıl İzler Bıraktı?
O eski bayram sabahlarında evin içinde hoş bir sabun ve ütü kokusu yayılırdı. Günler önce yıkanıp ütülenmiş bayram kıyafetleri, yatakların yanına özenle serilir, sabah giyilmek için beklerdi. Anneler telaşla mutfakta koşuştururken, babalar en güzel giysilerini giyip mahalle camisine doğru yola çıkarlardı. Çocuklar içinse sabah ezanından sonra uyanmak, muhtemelen yılın en kolay işlerinden biriydi.
Bayram namazı sonrası eve dönen babaların getirdiği ilk yiyecek, taze yapılmış bir bayram çöreği ya da tereyağlı bir baklava olurdu. Aile üyeleri bayramlaşmak için sıraya girer, büyüklerin elleri dikkatlice öpülürdü. Gözleri neşeyle dolu dedeler, her el öpüşünde avuçlara bir bayram harçlığı sıkıştırır, çocukların yüzünü aniden gülümsemeler sarardı.
Sokaklar, evler kadar bayramın ruhunu yaşardı. Kapı kapı dolaşarak şeker toplayan çocuklar, birbirlerine şımararak ceplerindeki şekerleri gösterir, bazıları ise cesaretlerini toplayıp ikinci bir tura çıkardı. O zamanlarda şekerlerin bile tadı farklıydı. Poşetlerin içinden fıstıklı lokum, karpuz şekeri veya naneli draje çıktığında, küçük sevinç çığlıkları duyulurdu.
Komşuluk bağları, bayramla birlikte daha da güçlenirdi. Her ev diğerine tabak taşır, hazırlanan sofralar mideleri değil, kalpleri de doyururdu. Küslerin sona erdiği, gönüllerin bir araya geldiği bu günler, toplumsal bir barış ortamı getirirdi. Şu an aynı apartmanda yaşayan ama birbirine selam vermeyen insanların bulunduğu bir dünyada, bu anılar biraz masal gibi geliyor.
Teknoloji Nasıl Bu İlişkileri Parçaladı?
Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte iletişim daha basit hale geldi fakat samimiyet azalmış durumda. Artık bayram mesajları, bir gruba gönderilen birkaç kelimeyle sınırlı oldu. Bayram ziyaretleri, görüntülü aramayla yer değiştirse de, fiziksel temasın ve yüz yüze gülümsemenin yerini hiçbir şey tutamaz. Bayram ruhu, aslında paylaşmanın getirdiği sıcaklıktan ve birlikte olmanın değerinden kaynaklanıyordu.
Belki de zaman değişti, belki de bizler yetişkin olduk… Ancak eski bayramları düşündüğümüzde gözlerimizin dolmasının bir nedeni var. Çünkü bu günler, yalnızca çocukluğumuzu değil, aynı zamanda kalbimizi ısıtan özel bir değeri barındırıyordu. Belki tam anlamıyla geri getiremeyiz, ama içimizde bunun izlerini sürdürebiliriz. Ve belki de bu yüzden her bayram, aynı şekilde başlarız konuşmaya: Nerede o eski bayramlar?