Travma bağı, bir bireyin aslında psikolojik sağlığına iyi gelmeyen bir kişiye karşı oldukça güçlü bir bağ hissetmesidir. Genellikle toksik ve manipülatif ilişkilerde görülen travma bağı, ne yazık ki sağlıklı bağlardan bile daha güçlü olabilir çünkü sağlıklı bağlarda bağın koparılması gerektiğinde harekete geçebilirsiniz ama travma bağında hem fizyolojik hem psikolojik açıdan kopmak oldukça zordur. Bağlanma teorisi ve travma sonrası stres bozukluğu hakkında yapılan bilimsel çalışmalar travma bağının beyindeki dopamin ve oksitosin gibi nörokimyasalları harekete geçirdiğini ve bu yüzden tıpkı hayatta kalmak için gerekli bir şey gibi görülebildiğini kanıtlamıştır. Travma bağı ne yazık ki içerisinden çıkılması zor olan bir psikolojik ve fiziksel istismar döngüsüne sebep olabilir.
Travma Bağı Nasıl Anlaşılır?
Travma bağını anlamak için travma bağı belirtileri hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Travma bağı belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Zarar Veren Bir İlişkiyi Sonlandıramamak
Travma bağının en net ve kötü belirtilerinden bir tanesi zarar veren bir ilişkiyi sonlandıramamaktır. Elbette ki her ilişkinin olumlu ve olumsuz yönleri olabilir. Ancak genel olarak ilişkinin yönleri söz konusuysa ve artık taraflar ya da bir taraf zarar görmeye başladıysa bu durum ilişkiyi sonlandırmak gerektiğini gösterebilir. İnsanlar hayatın akışında meydana gelen olumsuz durumları paylaşmak, destek görmek ve güzel duygular hissetmek için romantik ilişkiler gibi yakın bağlar kurarlar. Zarar veren bir ilişkiyi sonlandıramamak pek de sağlıklı olmayan bir durumdur ve travma bağına işaret edebilir.
Ayrıl – Barış Döngüsü
İnsan ilişkileri birçok açıdan oldukça karmaşıktır ve zaman zaman ayrılıp tekrar bir araya gelmek söz konusu olabilir. Ancak sürekli olarak bir ayrıl – barış döngüsü içerisinde bulunmak pek sağlıklı ve kabul edilebilir değildir. Travma bağı ile bağlandığınız ilişkilerde bağı koparmaya çalıştığınızda hem fiziksel hem psikolojik açıdan zorluk çekersiniz. Bu zorluk ayrıl – barış döngüsü içerisine girerek aslında sağlıklı olmayan ve size zarar veren bir ilişkiden çıkamamanıza sebep olabilir.
Bağlı Değil Bağımlı Olmak
İnsanların çoğu bağlılık ve bağımlılık arasındaki farkı anlayamazlar. Sağlıklı bir bağlılık, düzgün ilişki dinamiklerine ve psikolojiye zarar vermek yerine iyi gelen ilişkilerin kurulmasına sebep olur. Bağımlılık ise bir insandan ve bir ilişkiden şartlar ne olursa olsun uzak kalamamaya sebep olur ve travma bağına işaret edebilir. Yapılan araştırmalara travma bağının dopamin ve oksitosin salgılanmasına sebep olduğu için bireyin büyük bir bağımlılık hissetmesine sebep olduğunu göstermiştir. Travma bağı ile bağlandığınız insanlardan kısa süreler boyunca uzak kalmak bile kendinizi çok kötü hissetmenize sebep olur ve bu hem fiziksel hem psikolojik temellere dayanır.
Mantıklı Düşünememek
Samimi ilişkiler söz konusu olduğu zaman en az duygular kadar mantık da önemlidir. Mantıklı düşünemediğiniz ilişkiler, travma bağı ile bağlandığınız ilişkiler olabilir. Travma bağından dolayı içerisinde bulunduğunuz ilişkiyi fiziksel şiddet, duygusal istismar ya da psikolojik şiddet gibi davranışlar söz konusu olsa bile eleştiremeyecek, değerlendiremeyecek ve sonlandıramayacak hale gelebilirsiniz. Bu durumun psikolojik nedeni travma bağının genellikle manipülasyon ile ilerlemesi ve sağlıklı düşünmenin engellenmesidir. Fiziksel nedeni ise travma bağı ile artan kortizol seviyelerinin karar verme ve mantıklı düşünme becerisini azaltmasıdır.
Sürekli Olarak Suçlu Hissetmek ve Öğrenilmiş Çaresizlik
Travma bağı söz konusu olduğu zaman bunun beraberinde manipülasyon ve öğrenilmiş çaresizlik de görülebildiği için kendinizi sürekli olarak suçlu hissedebilirsiniz. Örnek olarak travma bağı ile bağlandığınız kişinin kabul edilemeyecek davranışlarını değiştirmeyeceğini bildiğiniz için bu davranışların meydana gelme sebebini kendi olmayan hatalarınız gibi görmeye başlayabilirsiniz.
Travmatik Deneyimlerin Tekrarlandığı İlişkiler Kurmak
Travma bağının ve özellikle de travma bağını bir bağlanma stili haline getirmenin belirtilerinden bir tanesi, travmatik deneyimlerin tekrarlandığı ilişkiler kurmaktır. Çocukluk, ergenlik ya da erişkinlik dönemlerinde travmatik deneyimler yaşayan kişiler bu durumlara aşina hale gelebilirler ve istemsizce de olsa travmatik deneyimleri normalleştirebilirler. Özellikle de çocukluk dönemlerinde ebeveynleriyle travmatik deneyimler yaşayan ya da ebeveynlerinin toksik ilişki döngüsü etrafında büyüyen kişiler normalde kabul edilemeyecek toksik davranışlar gibi durumları normal ve tanıdık bir durum olarak kabul ederler. Ne yazık ki insan psikolojisinde tanıdık olan güvenli alan gibi algılanır ve travmaların tetiklendiği ilişkilere travma bağı ile bağlanmak söz konusu olabilir.